UZUN ZAMAN SONRA BEN VE DERTLERİM
Evet, yine buradayım. İçim sıkıldığında yazmak bana hep biraz
iyi hissettiriyor. Buraya daha önce yazmıştım bir şeyler. Ama sonra sildim
çünkü bir yanım o an ne hissediyorsam yazmak isterken diğer yanım bunları kimse
bilmesin istiyor. Şimdi niye buraya yazıyorsun o zaman diye soruyorum kendime. Neden
buraya yazıyorum bilmiyorum ama artık kimsenin buraya gelip bunları okuyacağını
sanmıyorum. Unutturdum burayı herkese ve zaten amacım buydu. Burası bir nevi
herkese açık ama kimsenin – yani en azından beni tanıyan kimsenin- gelip
okumayacağı günlüğüm benim. Şimdi kendimle dertleşmem lazım. Uzun zamandır
uğraştığım ve belki de hayatımda en çok emek verip hayalini kurduğum bir şey
vardı. Yaşadığım şehirden başka bir şehirde özel bir üniversitede okuyup özel
bir yurtta kalıyordum. Ve gerçekten aileme maddi olarak çok yüklendiğimi
hissediyordum. Onlara bir söz verdim. Dedim ki ilk sene deli gibi çalışıcam ve
yaşadığım şehre yatay geçiş yapıcam. Bunun için de gerçekten çok çalıştım. Bunun
yanı sıra okuduğum şehri hiç sevmiyordum. Kaldığım yurtta oda arkadaşlarımla
sorunlar yaşıyordum. Zaten beş kişilik odada kalıyordum ve sen ne kadar iyi olursan
ol birileri mutlaka sorun çıkaracak bir şey buluyor. Ders çalışmam gerektiğinde
bile odada bulunmak istemiyordum. Aileme karşı sırtımda bir yük hissediyordum. Çok
güzel bir arkadaş ortamım olacağını düşünerek gitmeme karşı pek de öyle bir
arkadaş ortamım olamamıştı. Ben aslında o anlık sorunlarım olduğunda bir deniz
kenarına oturup hava almayı çok isterdim ama maalesef okuduğum şehirde
soluklanıp kafa dinleyeceğim hiçbir yer bulamıyordum. Sadece tıklım tıklım
kafeler vardı ve bu da zaten hiç benlik değil. Neyse işte zaten sadece bir yıl,
yatay geçiş yapıcam diye diye hallettim o zamanları. Bütün yaz başvurularla
uğraştım ve sonuç koca bir sıfır. Yatay geçiş yapamadım. Aynı zamanda başvuru
sonuçlarını beklediğim için ne ve bakmıştım ne de yurt. Yani kısaca son dakikada
ortada kaldım. Eski yurdumda yine beş kişilik bir oda ayarladım ve bir senem
daha böyle geçecek sanırım. Şimdi her şeye yeniden başlamam lazım. Sıfırdan almam
lazım çünkü 3 senem daha orada geçecek gibi duruyor. Sadece sevmeye çalışıyorum
ve umarım hiçbir şeyi başaramayan ben bunu artık başarırım. Ailem konusuna
gelirsek onlara yine bir yük yükledim bunun farkındayım. Onlar bunun böyle
olmadığını önemli olanın ben olduğumu söylüyorlar. Gerçekten hayatım boyunca
neye adım atsam hep arkamda onlar vardı. Hiç şikayet etmediler. Üniversite için bölüm
seçerken ehliyet alırken üniversiteye başlarken ve bu gerçekten onlara maddi olarak
biraz pahalıya patlasa bile hep destek oldular bana. Uçmam için kanat taktılar
ve uçmayı öğrettiler. Bunlar el bebek gül bebek büyüdüm demek değil. Bana destek
olurken her şeyi tek başıma yapmayı öğrettiler. Hani bir bebeğe yürümeyi
öğretirken ayaklarını kendi ayaklarının üstüne koyup beraber adım atarsın ya
onunla beraber. Onun gibi işte. Ya da bisiklet sürmeyi öğrenirken baban ya da
annen koltuğun arkasından tutar belli bir süre. Daha sonra sen bisikleti tek
başına sürdüğünü bile fark etmezsin. Çünkü sana her zaman orada olduklarını
hissettirirler. Onlara çok minnettarım. Biz ailecek bir sürü şey yaşadık
hiçbirini de buraya yazmam ama beni büyüten şeyler onlardı. Yaş olarak
büyümekten bahsetmiyorum. Bir musibet bin nasihatten iyidir gibi bir söz vardı
o hesap biraz işte. Evet toparlamak gerekirse, buraya niye yazmaya başladım? Beş
gün sonra falan okulum başlıyor, annemi ve babamı bir aya yakındır görmüyorum
ve onları şimdiden özledim. Okula onlarla vedalaşamadan gidicem ve büyük
ihtimalle bi ay daha görmeyeceğim onları. Kardeşimi okula yolluyorum her gün,
onun eksiklerini tamamlamaya çalışıyorum, ev işlerini halledip yemek yapmaya
çalışıyorum ve bütün bunların yanında okula gideceğim için valizimi hazırlamaya
ve eksikliklerimi gidermeye, okul kaydımı yenilemeye ve yurtta kendime yer
bulmaya çalışıyorum. Bunların hepsini aynı anda halletmeye çalışırken gerçekten
biraz bunaldım. Sadece annemi istiyorum. O burada olsaydı şuan çoğu sorunum
çözülürdü gibi geliyor. Sadece o çok bunaltıcı şehre gitmeden önce ona sarılıp
bir kere ağlamak sonra da kalkıp onunla şarkı eşliğinde üniversite bavulumu
hazırlamak istiyorum. Bilmiyorum bu ara fazla duygusalım belki de çok yoruldum.
Hem mental hem fiziksel olarak cidden yorgun hissediyorum. Ama sorun değil. Büyük
ihtimalle her şey bir ay içinde rayına oturacaktır. Belki yeni sorunlar çıkacak
hatta belki değil kesin çıkacak. Sorunsuz hayat mı olur zaten, kimin hayatı
mükemmel şu dönemde? Yine de dengesiz ruh halime şükrediyorum. Bir mutluyum bir
mutsuz en azından. Ya hep mutsuz kalsaydım. Mesela yarın saçımı boyatıcam ya da
tam on iki gün sonra doğum günüm. Bunlar için hala heyecanlıyım. Annemle vedalaşmadan
gidecek olmam beni ne kadar üzse de bunu zihnimin gerisine atmayı bir şekilde
başarıyorum bazı zamanlar. Başaramadığımda da buraya geliyorum. Öyle yuvarlanıp
gidiyorum yani. Neyse bugün yeter bu kadar çünkü sabahın köründe kalkıp
kardeşimi okula yollamam lazım annelik görevlerimi aksatamam maalesef. Ne zaman
bunalsam buraya geldiğimi düşünürsek umarım yakın zamanda görüşmeyiz mutsuz ve
umutsuz ben. Kendine iyi bak.
Yorumlar
Yorum Gönder